16.07.2015

Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler Kitabı

Merhaba, bu yazı kitap özeti değildir. Kitap hakkında eleştiri de değildir. Yazan kişi eleştirmen olmadığı gibi normal, kitaba dair görüşlerini belirtmek isteyen ‘'sıradan’’ biridir.


İlk Bakış
Kitabın renk seçimi ve adı oldukça cesur. Kitap nereye konsa dikkat çekmekte. Bu sarıyı çok aramışlar mı diye düşünüyor insan. Tasarımı hoş, güzel ancak çabuk kirlenen bir yapısı var. Saklamak isteyenler şeffaf bir kap kullanırsa kitap kütüphanede daha uzun süre temiz kalacaktır. En beğendiğim kısımsa kitabın kabından koparabileceğiniz bir ayraç var. Sürpriz yumurtadan oyuncak çıkmış gibi hissettim bir an.

İçerik Dağılımı
İçerik dağılımına baktığımızda kitap 3 ana başlık altında toplanmış. Bunlar; bize dair, bilime ve inanca dair ve kaosa dair. Kopya verecek olursak kitabın ilerleyişi ile kitap adını bağdaştıracağınız içerik sayısı doğru orantılı biçimde ilerliyor.

İlk bölüme girerken parmak basılan noktalar ilginç geliyor. Sonra Sinan Hoca’nın tarzına alışıyorsunuz ve böyle gideceğini düşünüyorsunuz. İkinci bölüme geçerken beklediğim bir konu olmasına rağmen, kitabın bölüm bölüm ayrılmasına ve önsözde ‘’…yazılmış mektuplardır’’ şeklinde açıkça belirtilmesine rağmen bir garip oldum. İlk bölümün akıcılığına kendimi kaptırmış olmalıyım ki konu akışının değişmesi beni rahatsız etti. Bir anda konudan konuya atlanmış gibi oldum. Oysa konuya yumuşakça giriş yapıldığının da farkındaydım. Neyse, 2. bölüm başlı başına bir kitap dahi olabilirdi ancak Sinan Hoca’nın istediği gibi kitap okuyana bilgi yüklemiyor, okuyanı harekete geçirecek tohumları suluyor. Son kısmınsa daha özel ve özgün olduğunu düşünüyorum. Kitapta herkesin ilgisini kolayca çeken onca konudan sonra kaotik kelimesine alışık değilseniz bir süre anlatılanı anlamaya çabalıyorsunuz. Size söz veriyorum; beyninizde oluşan parıltılar, odanızı aydınlatacak.

İçerik
Sinan Hoca’yı internetten video ve yazılardan tanıdım. Bir ihtimal televizyonda da görmüş olabilirim. Kanalında dolaşırken kitap hakkında yaptığı bir canlı yayının videosuna denk geldim. Videoyu izlerken içimden kim bilir kaç aylık konuşmadır diye geçiriyordum. Derken gözüm tarihe takıldı. Video sadece bir gün önce yüklenmişti. O an canlı bir damar bulduğumu anlamıştım.

Kitabın türü popüler bilim ancak içimden hiç böyle söylemek gelmiyor. Kitap A dan Z ye bir Sinan Canan kitabı olmuş. Kitabı bir kategoriye sığdırmak uğruna bazı metinleri kilim altına süpürmeyin. Soran olursa bir Sinan Canan kitabı deyin.

Ben önsözü okudum fakat Türkiye’de önsöz okuma alışkanlığı olmadığı için birkaç alıntı yapmak istiyorum.

‘’Tecrübelerime dayanarak bir küçük uyarı yapmama izin verin: Eğer bir şeyleri tam olarak bildiğini düşünenlerdenseniz, burada yazılanlar size göre değildir.’’
‘’Hayata dair yol gösterici ve farklı düşünceleri aktarırken, özellikle genç okurların kışkırtıcı bir metinle karşılaşmalarını sağlamaya gayret ettim.’’

Kitabı okuduğumuz sürece Sinan Hoca’nın sinirbilimsel bakış açısını taşıyan gözlük bize eşlik ediyor. Kitap lisan ve lisanın kullanımıyla ilgili konuları açığa vurarak başlıyor. Örneklerin tıp dünyasından seçilmiş olması, hedef kitlenin tıp öğrencileri olduğu hissini uyandırsa da kitap her zaman lisan taşıyan herkese hitap ediyor. Umarım bu kitap yurt dışında da ilgi görür.

Sonra pek çok kişinin ilgiyle okuyacağı zihin kontrolü, yabancı dilde eğitim ve aşk’ın sinirbilimsel bir incelemesi geliyor. Elbette içeriğinden bahsederek kitabı katletmeyeceğim. Bu konular arasında tecrübeler ve düşüncelerden oluşan metinlerin var. Her biri geniş geniş işlenebilecek konular. Lütfen kitabı roman gibi okumayın. Kitap yazılırken uzun uzun düşünülmüş meselelerin sanki sınırlı miktarda mürekkep varmışçasına seçilmiş özel cümlelerle anlatılmaya çalışılması ve empoze etmeden aktarma çabasıyla bezenmiş kelimeler sizi pek çok konuda düşünmeye sevk ediyor ve etmeli. Sessiz, kafanızı dinleyebileceğiniz bir ortama çekilin ve insanın en muhteşem fonksiyonu olan düşünmeyi gerçekleştirin. Buradaki cümleler kapıdır. Odayı görmek için içine kendiniz bakmalısınız. 1. Bölümü geçmeden önce bir konudan yakınacağım. Dünyaya beynimizin bir modellemesinden bakmamız konusu gerçekten güzel bir konu ancak her popüler bilim kitabında bu konuya değinilmesinden hoşnut değilim. Bilhassa beyinle ilgili olduğu için bu kitapta geçmesi gayet normal fakat yakınmadan edemeyeceğim.

2. bölümde vurgular ve değinilen kilit noktalar tam yerinde. Kitap yazmanın kazandırdığı geniş zamanda anlatım; konuya dengeli girme ve belli bir aşamaya kadar okuyucuyu kendi düşüncelerine bırakma özelliği kazandırmış. İnternette bu konuda fazlasıyla materyal var ama büyük bir kitle bu konularda henüz düşünmedi. Bu yüzden bu kitabın en faydalı olacağı kişiler yazarı tanımayanlar olacaktır. İki başlığa vurgu yapacağım. Evrim hakkında sık sorulan sorular kısmını okurken kafamda sinirli bir ses tonu belirdi. Lütfen siz böyle yapmayın. Sinan Hoca en sert soruları seçmiş. Hal böyle olunca cevaplar cevap değil de birer çıkışma gibi algılanabiliyor. Eminim ki Sinan Hoca bu soruları sakin bir biçimde ve sabırla cevaplamaya devam edecektir. 2. başlık Bilimle uğraşmak isteyen gençlere tavsiyeler. Bu bölümü iki defa okuyun ve uzunca bir süre sonra tekrar okuyun. O derece önemli yani.

Son bölümde iyiden iyiye bilimsel ve sıradışı bir konu sizi bekliyor. Kitabın bu bölümünü çok özel buluyorum. Sinan Hoca bu konulara karşı duyduğu özel ilgisiyle bu güne kadar epey bir birikim elde etmiş. İlk başlarda ben bunu ne yapayım gibisinden yaklaşıyordum. Sonra cevaplarımı teker teker aldım. Konuya gözleri yeni açılan bir kedi edasıyla girilmiş. Nedir ne değildir güzelce açıklanmış. Kitabı okursanız günlük yaşantımızda oldukça genel olan şeyler hakkında ‘’bütünleyici’’ bir bakış açısı kazanacaksınız. Bu size her tıklamada şaşıracağınız farklı resimler gösteren bir siteden daha çok şey katacaktır. Sonlara doğru kenar etkisinin ve zuhurun ne olduğunu anlayacaksınız. Belki de tecessüs kelimesi bir daha aklınızdan çıkmayacak şekilde oraya kazınacak. Kitabı bitirdiğinizde kendinizi rahatlamış hissediyorsunuz. Çünkü düşünmesi zaman alan ve denk gelmeden kafanızda toparlayamayacağınız cinsten pek çok konu bir arada. Eğer bir konu üzerine yazarak düşünmeye çalışırsanız, böylesine süzülmüş bir eserin ne kadar zor olduğunu anlarsınız.

Sinan Canan’a
Kime Sinan Canan’ı tanıyor musun diye sorsam ‘’Hayır tanımıyorum. Kim o kadın?’’ diye cevap veriyor. Canan adının kültürümüzde daha baskın bir etkisinden midir nedir her zaman Sinan adını vurgulamak zorunda kalıyorum. Böylede ilginç bir isminiz var.

Kitap yazmanızdan çok hoşnudum. Belli başlı konularda kafa yoranlar için çok güzel bir kaynak oluşturmuş dahası kitapta yabancılaşmadan, olduğunuz gibi kişiliğinizi de korumuşsunuz. Konu seçimleri, kısa ve öz olarak bilgi kalıplarını değil düşüncelerinizi yazma çabanız, otoriter etkileyicilikten kaçınan şöyle desek yanılmayız tarzında sözleriniz, her konunun anlatımı dışında ne ifade ettiği ya da neden önemli olduğu konusunda ve bunun gibi eleştirel bir düşünmüşlüğü yansıtan sözlere yer vermeniz bu kitabı tam bir ‘’Sinan Canan’’ kitabı yapmış. Hocam, bu kitap olmuş.

Kitabı okumadan önce sizin atılgan olmayan, bir şeyleri değiştirmek için ‘’görünür’’ bir çaba vermeyişinizi garipsemiştim. Eğer birisi bir konu üzerinde düşünüyorsa o kişiye kaynaklık edebiliyordunuz. Fakat birisi sizden etkilenip sizin gibi düşünmeye başlamıyordu. Düşünceleriniz, herhangi birinde olsa verdiği motivasyonun izleri ‘’düzeltmek’’ için el attığı yerlerdeki değişimden okunurdu. Şimdi ise daha fazla Sinan Canan yerine daha fazla düşünen insan olmalı diyorum. Bu konudaki ince çizgi kitapta güzelce korunmuş.

Bir konunun üzerinden okuyucuyu sıkmadan geçmek istediğinizi düşünüyorum. Yazmak uzun sürdüğü için uzattığınızı düşündüğünüz anlar olmuştur. Sıkça kitap okuyan biri bu kitabı 1-2 günde bitirecektir. Sanırım biraz daha uzatsaydınız bir sorun teşkil etmeyecekti. (mesela zihin kontrolü konusu)

Kitaptaki diliniz tam anlamıyla bizden. Popüler bilim çerçevesindeki konuların bizden biri tarafından anlatımı bende bağımlılık yaptı. İnsan bu sıcaklığa ne kadar da aç olduğunu keşfediyor. Kitaba dokunduğumda oksitosin seviyem yükseliyor adeta.

Gençlere tavsiyeler konusunda biraz daha etkin olmanızı isterim. Daha fazla zihin açıcı materyal dolaşmalı internette. Özellikle youtube ta paylaşacağınız videolarda kitabınızda yaptığınız gibi düşüncelerin farkına nasıl vardığınızı anlatmalısınız. (örn: s96) Umarım böylece insanların gözleri daha fazla açılır ve tecessüs edenlerin sayısı artar.

Kitabınızdan bir yazım hatası, sayfa 73



Kitabı Satın Almak İçin
Kitabı aşağıdaki adresten aldım. Güvenilebilir bir adrestir.


Özlü Sözler
Son olarak Kitaptan beğendiğim birkaç alıntı yapacağım. Sinan Canan severler olarak ihtiyacınız olabilir.

‘’Bilimsel bilgideki boşluklarda Allah’ı arayanlar, bilgileri arttıkça inançlarından olurlar.’’
                                                                                                                   
                                                                                                                     Sinan Canan

Sırf yadsınamaz bilimsel bulgularla kendi evindeki geleneksel inanç sistemi arasında çelişkiye düştüğü ve ardından bu çelişki üzerinde ciddi olarak düşünmeyi seçtiği için binlerce bilim öğrencisinin, özellikle de biyolog adaylarının –neticede- ‘’inançsızlığı’’ seçmek zorunda kalmasının ‘’asıl’’ nedeni, savundukları ezberlerin kökeni ve aslı astarı üzerinde düşünme alışkanlığı geliştirme ihtiyacı hissetmeyen Müslümanlardır
                                                                                                                      Sinan Canan


                                                                      
Kaybettiğimiz bilgelik muhtemelen dışarıda bir yerlerde bizi bekliyor, belki de ‘’içeride bir yerlerde’’…
                                                                                                                       
                                                                                                                      Sinan Canan

Tek ihtiyacımız, alışkanlıkların cenderesinden kurtulmuş zihinlerle, ‘’neye layık olduğumuzu tekrar hatırlamak’’.
                                                                                                                        
                                                                                                                       Sinan Canan

Tek bir insan olarak, ne kadar derin düşünürseniz düşünün, ne kadar araştırırsanız araştırın, zihninizde yakalayabileceğiniz zenginliğin ve çeşitliliğin bir sınırı olacaktır.
                                                                                                                          
                                                                                                                       Sinan Canan




1 yorum: