Bu yazıyla üniversite seçecek arkadaşlar umarım kafasındaki
soruların bir kısmını giderirler. Bu dönem hayatınızda nadir rastlayacağınız
süreçlerden biri olacak. Puanlarınızı öğrenmenizle ders çalışma gibi sorumluluklarınızdan
uzak bir dönemin içindeyken stresli bir duruma giriyoruz. Küçük kararların
geleceği tümüyle etkilemesi sonrada sonuç beklerken yaşanan sabırsızlığıyla bu
dönem hayatımızın unutulmazı oluyor. Aşağıda maddeler halinde yazdıklarımı bir
düşünürseniz belki sıkıntınız azalır.
Üniversitelerin durumu
- Üniversitelerin sıralaması geçen yılki sonuçlara dayandığı için sıralamalar değişecektir. Genel kitlenin talebinin kaydığı alanlarda sıralama artarken popülerliğini yitiren bölümlerde düşüş yaşanır. Yeni açılan üniversiteler ve kontenjanlar sıralamalara aşırı bir etki yapar. Bu konuda televizyonda uzmanlara güvenin. Mesela tıp kontenjanlarının arttırılmasıyla hiç hayalinde olmayanlar tıpa girerken mühendislikler biner biner geriliyordu. Puanlamaya bakmamanız gerektiğini söylemiyorum bile.
- Üniversiteler arası sıralama mutlak kaliteyi göstermez. Sıralama reklam ve popülerlikle alakalıdır. Yeni açılan üniversiteler çok düşük sıralamalarda bulunması eğitiminin kötü olduğu anlamına gelmeyebilir. Hızla yükselen üniversitelere 2 yıl sonra giremeyebilirsiniz. Girerseniz ve bölüm yükselirse oldukça şanslısınız. Bu biraz inceleme ve şans işi.
- Üniversitelerin etkin ve yetkin olduğu alanlar vardır. Bunları göz ardı etmeyin. Eğer bir üniversite tıp ile ün yapmışsa bu mühendisliklere de yansıyabilir. Böylece bölümler hak etmediği bir sıralamaya gelebilir; eğitim kalitesi kötü olsa bile. Bu yüzden seçmek istediğiniz alana paralellik gösteren üniversiteleri tercih edin. Gidip Mimar Sinan da kimya mühendisliği okumayın (burayı salladım, örneğe takılmayın. Bu bölüm iyi olabilir ya da hiç olmayabilir de.)
Mesleklerin durumu
- Aklınızdaki meslek genelde tek olmaz. İki ya da üç tane meslek varsa iyi atış yapmak gerekir. Meslekleri kalıpsal düşünmeyin. Aynı meslekten insanlar onlarca farklı işte çalışır. Bu yüzden;A üniversitesi biyoloji ve B üniversitesi zooloji arasındaysanız kıyas yaparken sadece meslek odaklı düşünmeyin. A ve B üniversitesi farklı seviyelerdedir. Siz canlılarla ilgili çalışmak istiyorsanız ve şimdiye kadar aklınızda biyoloji vardır. Ama B üniversitesinin zooloji bölümü A daki biyolojiden çok daha kaliteliyse ve puanınız yetiyorsa şöyle düşünün; A üniversitesinde istediğim mesleği edinirim ama üniversite kalitesiz olduğu için yapabileceğim iş sayısı kısıtlanır, hatta işsiz kalabilirim. Fakat B üniversitesi zooloji bölümüne gidersem kaliteli bir eğitimle daha çeşitli bir iş ağına ulaşabilirim. Bu örnekte anlatmak istediğim üniversite kalitesi arttıkça aldığınız eğitim sizi daha donanımlı yapar ve istediğiniz alanlara kolayca kayabilirsiniz. Bunun en iyi örneği Aziz Sancar'dır. Aziz bey, gençliğinde kimyager olmak istiyormuş fakat aynı zamanda tıp eğitimine de hak kazanmış. Çevresinin yönlendirmesiyle tıp eğitimini seçmiş ve hayatını bilimsel araştırmalara adamış. Sonra da bildiğiniz üzere Nobel kimya ödülünü kazanmış. Şimdi şöyle düşünün. Bir tıp öğrencisi bir tıp doktoru olmak için okuduğunu düşünür. İnsanların tek sınırları ise düşünceleridir. Tabi bu anlattıklarım birer düşüncedir arkadaşlar. Durum böyle olmayabilir de. Siz anladınız onu.
- Meslek bir kategoridir. Siz yapılacak iş olarak ta düşünün. Bunun için geleceğinizde meslek + üniversite katkısı + kendi durumunuz olacak. Üniversite için sıralama elbette bir ölçüdür ancak gidip en yükseği seçmeniz mantıksızdır. Belirli bir aralıktaki seçeneklere insan gibi muamele ediniz, sırf meslek olarak değil de mezunken yapılabilecek iş olarak ta değerlendiriniz ona göre seçiniz. 3 bin öndeymiş 5 bin gerideymiş bunlar çok önemli değil. Başkalarının fikirleriyle oluşturulmuş bir sıralama.
Tavsiyelerin durumu
- Tavsiyeler alacaksınız bol bol. Bir sakıncası yok elbet ama dikkat edin. Sırf öğretmen olduğu için insanlara güvenmeniz gerekmez. Hele de dershaneler sizi reklam olarak görür. Prestij birim yaparlar sizi. Birde öğretmenlere öğretmenliği sorun. Onlar nerden bilsin bilgisayar mühendisliğini...
· Tavsiye verenlerden sizin karakterinizi tanıyanlara daha çok önem verin.
- İnternetteki aşırı uç örnekler ve tek kişinin feryatlarını pek fazla kale almayın. 50 bin kişinin okuduğu üniversitede 1 kişi feryat ediyorsa o kendi hatalarından o hale gelmiştir. Yoksa diğerleri de ses çıkartırdı herhalde!
- Tavsiye yüzünden pişmanlık çekmeyin. Pişmanlıklar sizin eseriniz olmazsa kendinizi aptal yerine koymanız işten bile değil.
Sizin durumunuz
- Sona yaklaşırken X ve Y arasında kaldıysanız X mesleğini seçtiğinizde içinizde oluşacak Y’yi seçmeme pişmanlığı ile Y mesleğini seçtiğinizde içinizde oluşacak X’yi seçmeme pişmanlığını kontrol edin. Az pişman olacağınız durumu tercih edin.
- Son kararı kendiniz verin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder