Kitaptan;
“Benzinli motorla çalışan otomobilin kökenlerini bulmak için yapılan bir araştırma şöyle bir sonuç ortaya çıkaracaktır: Otomobilin mucitlerini işlerini yapmaya yönlendiren şey gereksinim olmamıştır. Diğer bir deyişle otomobil, uluslararası çapta ciddi bir at krizi veya at kıtlığının sonucu olarak geliştirilmemiştir. Ulusal liderler, önemli düşünürler ve gazetelerin köşe yazarları, atın yerine yeni bir ulaşım aracı bulunması için insanlara çağrıda bulunmamışlardır. Mucitlerin motorlu ulaşım için duyulan ciddi bir toplumsal ve bireysel ihtiyacı çok yakında çözüme kavuşturacaklarını umutla bekleyen sabırsız vatandaşlar da yoktu. Aslında otomobil, dünyadaki varoluşunun ilk on yılı boyunca (1895-1905), kendisini satın alabilen kişiler tarafından bir oyuncak ya da bir eğlence aracı olarak görülüyordu.”
Zaman ilerledikçe ihtiyaçları gidermek için kullanılan
teknolojiler daha karmaşık bir hal alıyor. Ancak doğadaki diğer canlıların
hayatta kalmak için birkaç numara bilmesi yeterli. Üstelik toplum icat edilen
aletin faydasına da o ana kadar ihtiyaç duymayabiliyor. Mühendisler ihtiyaç
yüzünden icat yapmak zorunda değiller. Nasıl oluyorsa toplumun yapısı gelecekte
icada duyacağı ihtiyaca göre icadı şekillendiriyor. İcat toplumun olmayan isteklerine
göre evriliyor. İstekler gelecekte oluşacak ve alışkanlığa dönüşecek. Sonrada
nesiller şu, bu yokken ne yapıyorduk sorusunu kendine soracak. Öncesinde o kullandıkları teknolojiye ihtiyaçları
olmasa da artık var. Aslında daha pek çok değişkenlerle beraber toplumlar belli
teknolojilerle yaşamaya adapte oluyor, onları seçiyor. Mühendislerinde
toplumdan bağımsız hareket etmeleri düşünülemez. Sorun çözen ve üreten bir
mühendis bilgiyi teknolojiye dönüştürürken toplumu hedefler. Önemli olan icadın
yapılması değil onun kullanılmasıdır. Kullanılmayan bir icat hiçbir sorunu
çözmez ya da isteği karşılamaz. Üretilen teknolojinin bir faydası vardır,
insanlar faydalandıkça alışır. İcadın faydasından faydalanmak demek daha önce
olmayan bir ihtiyacı gidermek demektir. Toplumda hangi ihtiyacın oluşacağı ya
da hangi faydadan yararlanacağı karmaşık sebeplere bağlıdır. Bu sebepler
teknolojinin hangi yönde gelişeceğini belirler. Bir mühendis toplumun
potansiyel istekleri yönünde teknoloji üretirse mühendisliği yani sorun çözmeyi
başarıyla yerine getirmiş olur. Eğer kendi istediği yönlere saparsa olmayan ve
olmayacak sorunları çözüyor demektir.
Bu yüzden üniversite bize gerekli mühendislik bilgisi
yanında topluma yararlı olmamızı sağlayacak nitelikler katıyor. Bu sayede bir
şey geliştirirken içimizde toplumun ihtiyaç potansiyelini ölçen bir dürtü oluşuyor.
Bu yüzden ekonomi, iş güvenliği; bu yüzden Türkçe tarih. Hepsi toplumların
kaotik yapısına entegre olabilmemiz için.
Teknolojinin ilerleyişi mühendislerin tekelinde değil. Üniversiteler öğrencilere sadece bilgi değil, mesleki kaygılar da yüklüyor. İhtiyaçları toplum belirliyor, biz toplum için hazır hale geliyoruz.
Steve Jops anketlere bakarken mühendislerinin kâğıtta
yazmayanları okumalarını isterdi. Çünkü toplumun henüz isteyebileceği faydalar
icat edilmemişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder