Kuvvetler
Kuvvetler üçe ayrılır. Temel kuvvetler; kütle çekimi,
elektromanyetik kuvvet, güçlü ve zayıf nükleer kuvvet olmak üzere 4 tanedir
bunlar.
Türetilmiş kuvvetler ki sayısı bilemediğim kadar çok ancak
suyun kaldırma kuvveti, adezyon, kohezyon, gerilme gibi örneklerini
verebileceğim kadar yaygın kuvvetlerdir. İyice araştırıldığında altlarından
mutlaka 4 temel kuvvetten en az biri çıkar.
Son olarak ta sanal kuvvetler vardır. Farklı sistem
seçimlerine göre hareketler göreceli olduğu için varmış gibi gözüken
kuvvetlerdir. En bilineni merkezkaç kuvvetidir. Araba içerisinde bir elmayı
sistem olarak kabul edin. Siz gözlemci olarak arabanın içinde elmayı
izlemektesinizdir. Gördüğünüz şey duran bir elmadır. Arabanın hareketiyle
ilgilenmeyin ve emniyet kemeri ile koltuğunuza yapışın. Araba ani fren
yaptığında göreceğiniz şey elmanın ileri doğru hareket etmesidir. Newton der ki
duran cisme kuvvet uygulandığında kütlesine oranla ivme kazanır. Siz de elmayı
ileri doğru ivmelendiğini görünce onu ileri çeken bir kuvvet olduğunu
hesaplarsınız. İşte o hesapladığınız kuvvet sanaldır. Sistemi tüm araba
aldığınızda neler olduğu açığa çıkar. Aynı kuvveti araba viraj alırken cama
yapışan kafanıza göre hesaplarsanız merkezkaç kuvvetini elde edersiniz.
Newton
Yasaları
Birinci yasa
eylemsizliktir. Duran cisimler durmaya, hareket eden cisimler hareketine devam
etmek isterler. Bu açıklama Aristoteles’in bir hareket için mutlaka kuvvet
gerekir önermesini yalanlamaktadır. Esasında eylemsizlik; ivme için kuvvet gerekir
anlamına da gelir. Çünkü neyin hareketli neyin durağan olduğu görelidir. Sadece
ivmesi olan varlıkların hareket ettiği kesindir.
Tabii eylemsizlik ile kütleyi ilişkilendiriyoruz. Kütle
büyüdükçe ivme kazanması ve harekete geçmesi zorlaşıyor.
Kütle eylemsizliğin
bir ölçüsüdür. Birimi kilogramdır. Kütleleri net bir şekilde oranlamamızın en
iyi yolu aynı kuvvet altında kazandıkları ivmeleri oranlamaktır. Kütle ile
ağırlık farklı şeylerdir. Mesela Aydaki astronotlar sırtlarındaki ağır yaşam
destek ünitelerini kolaylıkla taşıyabilmektedir. Fakat kütle her yerde aynı
olduğu için üniteyi sağa sola hareket ettirmek ya da ani dönüşler yapmak
dünyadaki kadar zordur.
İkinci yasa der
ki F=m.a Yani Kuvvet altındaki cisim, kütlesi ne kadar azsa o kadar ivmelenir.
Bu basit formül ile bütün günlük hareketleri inceleyebiliriz. Bu uygulamanın
geniş örnekleri yazının ikinci kısmında.
Üçüncü yasa der
ki yalıtılmış tek bir kuvvet yoktur. Her etkinin bir tepkisi vardır. Cisimlerin
tepkisi cisim yüzeyine dik gelen etki kadardır. Cismin yüzeyine dik olan bu
kuvvet normal kuvveti olarak adlandırılır. Böylece demire yatay gelen mermi
kolayca seker.
Hareket yasalarına örnek problemler;
Şimdi tüm etkileri inceleyelim ve Newton yasalarına göre bu
cismin nasıl hareket edeceğinin açıklayalım.
Ø
3m kütleli cisim yerçekimiyle masaya bir kuvvet
uyguluyor. Masa da tepki vererek cismin düşey düzlemde hareketsiz kalmasını
sağlıyor.
Ø
M kütleli cisim yerçekimi etkisiyle ipi geriyor.
Dengeleyici bir kuvvet olmadığı için sistem hareketleniyor.
Ø
T gerilmesi sayesinde m kütleli cisim harekete
geçiyor.
Ø
T gerilmesi sayesinde m kütleli cismin düşmesi
yavaşlıyor.
Newton Yasaları hiçbir sürtünme olmasa bile 3m kütleli cismin
m kütleli cismin düşüşünü yavaşlatacağını söylüyor. Kütle sanki kuvvete direnme
miktarı gibi çalışıyor. Ne kadar çok kütle, o kadar az ivme.
Bu problemi çözmenin en kolay yolu iç kuvvetlerle
ilgilenmeden dış kuvvetlerle işi çözmek. Dışarıdan sisteme mg büyüklüğünde
kuvvet etki ediyor. Sistem kütlesi 4m olduğuna göre ivme g/4 kadardır. Yine
Newton’un ikinci yasasına göre 3m kütleli cisme 3mg/4 büyüklüğünde bir kuvvet
etki etmekte. Aynı zamanda ip gerilmesi de 3mg/4 kadar. M kütleli cismi sistem
kabul ettiğimizde aşağı çeken mg ile yukarı çeken 3mg/4 kuvvetleri ile aşağı
yönde g/4 kuvvetince ivmelendiğini görebiliyoruz.
Asansör
problemi
Önce ivmesiz hareket ettiğini düşünelim, sonra ivmeli
harekette nasıl davrandığına bakalım.
Asansör yukarı doğru çıkarken sabit hızla hareket ettiği
için içindeki kütle de aynı hıza sahiptir. Yer çekimi olmasa cisim asansörün
hiçbir yüzeyine değmeden hareketini sürdürebilir. Metro sabit hızla giderken
sağa sola tutunmadan nasıl kolayca ayakta durduğunuzu hatırlayın. Metroyla aynı
hıza sahip olduğunuzda metroya göre duruyorsunuz demektir. Asansör
içerisindeyken yer çekiminden dolayı aşağı yönde bir ağırlığınız var. Bu
ağırlığınızı ayaklarınızla asansör tabanına veriyorsunuz. Asansör zemini ya
aşağı göçecek ya da sağlam kalıp itkinize direnerek sizi yukarıda tutacak.
Ayaklarınızın altındaki tartı asansörü ne kadar ittiğinizi gösterecek.
Asansör yavaşlamaya başladığında siz hala yukarı yönde
gitmeyi isteyeceğinizden dolayı ayaklarınızın altındaki basınç azalacak. Hatta
asansör yer çekim ivmesine eşit bir ivmeyle yavaşlayacak olursa ayaklarınız
yerden kesilir. Çünkü hem asansörün hem de kütlenizin yavaşlama ivmeleri aynı
olacağı için yine birbirinize göre hareketsiz olacak ve havada kalacaksınız.
Soruya dönersek, önce kütleye alttan etki eden tepki
ağırlığı kadar olacak ki yerçekiminin yavaşlatma ivmesini dengeleyip sabit
hızla yoluna devam edebilsin. Asansör yavaşlarken asansörün kütleye tepkisi
azalacağı için tartı daha az bir değer gösterecektir.
Asansörün ivmesi ile yerçekiminin aynı yönde olması sizi
yanıltmasın. Vektörler hangi cisme hareket ediyorsa o cisme uygulanır. Asansör
halatla bağlı olduğu için yerçekimi önemsiz. Asansör sadece yavaşlama ivmesi
kadar ivmeye sahip. Kütle ise yerçekiminin yanında birde asansörün ağırlığa
verdiği tepkinin etkisi altında. Asansörün ivmesi, yukarı yöndeki tepki
kuvvetini azalttığı için cisim tartıda hafif gelmekte. Resimdeki gibi eylemsizlik bir kuvvet
uyguluyormuş gibi çözersek sanal kuvvet kullanmış oluruz. Merkezkaç gibi yani.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder